Salı, Aralık 28, 2010

Ortaya Karışık

Mevzular arası trekking diycem Onur Baştürk'ün başlık çalarak. Ama mevzulardan çok düşünceler arası trekking olsa gerek bu.

Çünkü şöyle bi durup düşünmeye, düşündüklerimi yazıya dökecek kadar bölünmeden geçirdiğim zaman yok desem abartmış olmam. Aslında Gebze, Çamlıca, Merter arasında trafikte geçirdiğim zamana nasıl acıyorum anlatamam. Bu aralarda düşüncelerime odaklanıyım dedim dün, yok ilk cümle var gerisi gelmiyor.

Konsantrasyon sıfır.

Ama bu kadar iç karartıcı tabloya rağmen pazar günü beni mutlu eden keyifli bir şeyle bi kaç saat geçirmek, bu hafta dönüp dönüp sarıldığım güzel bir anı benim için.

Aslında sihirli bir şey.

Beni mutlu ettiği gibi artarak çoğalıp değdiği herkesi mutlu edicek biliyorum...

Gelelim düşünceler arası trekkinge

Toplu taşıma araçlarında "yaşlı, çocuklu ve gazilere yer verin" yazıyor. Bir grup daha eklenmeli bu listeye "topuklu ayakkabı giyenler"

Akşamın ilerlemeyen delirtici köprü trafiğine inat Boğaz Köprüsü rengarenk, işveli, cilveli. Hele bi de kendi duyabildiği müziği başladı başlıyor kıvırtmaya. Yana söne, döne hoplaya, iki gerdan kırıp oynaması yok mu. Dalga geçiyor bu köprü bizimle ama biz farkında di'iliz galiba.

"Yok. Ben sevmiyorum artık seni..."

Çalma listelerimde birbirinden çok farklı şarkılar, müzikler var. Her listenin de bir adı. Mesela biri "Tedavi", biri "Tamzara" falan falan falan. Birinin adı da "RUH". Ey ruh geldiysen üç kere vur di'il tabiki. Ama nasıl bir liste yapmışsam yağmurlu ve puslu havayla bir arada alınınca nasıl bir mikser etkisi yapıyor sormayın. Altta üstte ne varsa, kattı karıştırdı birbirine.

Sevgili astroloğumuz Susan Miller demiş ki benim için; Kova'lara bol para var, güzel manzarası olan çok dolaplı  bir evim olacakmış. Bebek de varmış. Ama kocadan bahsetmemiş -buraya kocaman bi ??? soru işareti.- Yükselenim balık için de iyi hoş yine para demiş, bi de demiş ki "Yıl başlar başlamaz çok güzel para kazanmaya başlayacaklar. Sanki biri kapılarının önüne kamyonla altın boşaltacak" yani anlıycağınız bu senenin milli piyango talihlilerinden biri benim. Çok güzel yazmış Susan'cım siz de okuyun.
http://www.hurriyetport.com/news/122/ARTICLE/26723/2010-12-14.html

Geçen akşam yıl sonu şirket yemeği için Al Jamal'deydik. Tamam eğlence süper ama gitmeye kalksanız hafta içi 150 haftasonu 200 tl. İnsan bi geceye o kadar parayı verince eğlenmeye hali kalmaz. Çünkü ne yediğinden bi şey anlıyosun ne de başka bi şey. Çadırımsı bölümündeydik şansımıza da yağmur yağmasın mı? Gecekondu misali şıp şıp tepemize damlayan sular mı, ıslanan yerde kayma tehlikesi mi desem. 

Hiç yorum yok: