Çarşamba, Kasım 03, 2010

Tutarsız havanın tutarsız ruhları...

Gecenin erken çöken karanlığı, günlük hayatın sıkıntıları bardağın boş tarafına baktırırken; gözyaşları neden boş burası diyip dolu olanı da boşaltıyor her geçen dakika.
Dolu boşa üzülüyor; üzüldüğü için biraz daha azalıyor her seferinde...

Azalan damlalar buharlaşıp göğe yükseliyor ;

Buharla birlikte ruh da çıkıp bedenden yükseklere yol alırken, dönüp ardına bakıyor.

"Ne çok şeyin varmış senin aslında" diyor

Elin, ayağın, gözün, kalbin, kulakların, bedenin, ruhun

Hayallerin, umutların

Sevdiklerin, sevenlerin
İşin, imkanların

Bunları farkedebilecek bilincin

Yazacak kalemin

Anlayacak dostların

Ruh bedene dönüyor, buhar su damlası olup bardağı doluyor ...

Hiç yorum yok: