Pazartesi, Mayıs 30, 2011

Dur!

Durup da içime bakmayalı onunla konuşmayalı, paylaştıklarımızı yazmayalı ne kadar olmuş???

Nedense çok zamanmış gibi...

Hep yetişecek bir şeyler, yapılacak işler, tamamlanması gereken sorumlulukların başkalarına verilen sözleri tutmanın koşturmasında O'na uzak kaldım.

Oysa O'nu dinlemeden O'na dost olmadan hangi dosta faydam hangi harfe katacak harfim olabilir ki???

Çeşitli hediyelerle, farklı meşguliyetlerle, telaşlarımda O'nu da kalabalıklarıma çekip gürültülerde sesini daha az duymaya çalışmak mı yaptığım???

Unut...

Beni;

Benim sen, senin ben olduğunu;

Beni besleyenin sen olduğunu;

Harfleri kelimelere; kelimeleri sözcüklere dönüştürüp bu hayatla derdini anlatan ruhun sen olduğunu...

Renkli fotoğrafların altına yazılan bir kaç cümlenin sadece sen olamayacağını...

Bir günden bir güne; yarım kalan işlerle, yetişilemeyen randevularla, tutulamayan sözlerle "ne kadar da meşgul" olduğunu sanıyorsan; "ne kadar boş" olduğunu farkedemiyorsan...

Kendine sormadan "nedir halin, var mıdır arzun dertleşeceğin benle?" konuşma  sen de benle...

****

"Eğer cennetteyken her gün cehennemi seyredip şükrediyorsan, her gün gördüğün şey cehennemdir"
Tek Suçlu Beyniniz - Yasemin Soysal

1 yorum:

love dedi ki...

guzel bir blogunuz var bundan sonra elimden geldikce ziyaret edicem