Salı, Ekim 27, 2009

Misafir

Hepimiz yaşarız zaman, zaman. İstemesek de, dinlemesek de sosyal alanda yüksek sesle birinin diğerine anlattıklarına kulak misafiri oluruz.

Tamam bazen konu sararsa; masadan biraz daha geç kalkmak için yemeği daha yavaştan alabiliriz, otobüste ineceğindurağa gelmeden konunun sonu gelsin istersin.

Kıbrıs'ta bir akşam yemeğinde arka masamdaki orta yaş üstü teyze, ünlü boşanma davalarıyla bu sene bi hayli magazinde adı geçen kadın avukatın marifetinin davalarını istediği hakime düşürmek için zamanlamasıyla başarı elde ettiğini anlatıyordu. O teyzenin davasını sırf bu sebeple bi kaç ay bekletmiş ve sonunda da istediklerine ulaşmışlar.

Dün akşam metrobüste...

Sırt sırta oturulan koltuklardan birinde çaprazımda arkamda kalan genç bir kızın arkadaşına görüşemedikleri dönemde yeni tanıştığı genç bir erkekle maceralarını anlatmasına kulak misafiri olmak zorunda kaldım. Kesinlikle sadece ben değilim :))

Bir arkadaşları tanıştırmış. 1,2,3,4 gün her akşam çıkışa gelmiş. Telefon, muhabbet sağlam ama sadece arkadaş modunda. Erkek bana kız ayarla diyormuş bu da kızıyor gibi yapıyormuş. Derken 5. gün kız başka bir kız arkadaşında kalmak için evden çıkmış ama delikanlı bunu ikna etmeye çalışmış.

Kız diyor ki arkadaşıma gece geç gidemem, o saatten sonra naparım. O zaman bütün gece dışarda olalım. Bu arada artık el elele falan dolaşmaya başlamışlar.

Kız bir yandan da bu kadar kısa süredir tanıdığı erkeğe güvenmediğini her fırsatta belli edip arabasının plakasını, telefonunu arkadaşlarına mesaj atmış. Arabanın ruhsatını kontrol etmiş. Ama çok da temiz bi suratı varmış, iyi insanmış.

Neyse geç saate kadar Taksim'de dolaşmışlar ama gece uzun. Arabada oturmuşlar fakat zaman geçmiyor. Delikanlı Kumburgaz'da yazlıklarına gitmeyi teklif etmiş. Gitmişler.

Öpüşme falan, yakınlaşma son sürat ama kız öyle elbiselerini falan çıkartmasına izin vermemiş, itmiş, soğuk davranmış. Bu tür davranışına da "tam Neriman oldum yani" diye açıklama getiriyor.

-Acaba bu gençler arasında yeni bir deyim mi, hani Türk filmlerinde vardır ya köylü kızı aşağılama durumları gibi. Çünkü konuşmasında bu cümleyi en az 4-5 kez kullandı-

Neyse uyumak için yanına bile yatırmamış çocuğu, ama en kötüsü de sabah evden ayrılırken eve geldikleri belli olmasın diye her detaya dikkat ederek ortalığı toplaması kızın kafasında çocuğu bitirmiş.

Bu arada çocuğun yakınlaşma çabalarına soğuk davranmasının ters teptiğini -yani bu taktik oluyo bu durumda- çocuğun ondan gerçekten uzaklaşmasına neden olduğunu söyledi.

Arkadaşı da bana bunları neden daha önce anlatmadığını sorunca -unuttum valla, hastaydın sonra Erman olayı araya girince-

Şimdi gelelim durum değerlendirmesine...

Kimsenin konuşmasına meraklı değilim ama Mecidiyeköy'den Merter'e kadar bu kadar detaylı bir anlatımı duymamak dinlememek için ölü olmak gerekiyordu.

Hızlı tüketim dünyasında ilişkilerin ne kadar çabuk başlayıp bittiğini -gerçi bundan daha hızlıları da mutlaka var-benim bir uzaylı olduğum kesinleşti.

Bu cümleyi yazdıktan sonra bi an durdum.

Uzaylı?

evet ben.

Kaç senedir aynı adamı seviyorum diye bi hesap yaparken tamtamına 9 yıl olduğunu, hem de 2 gün sonra tam 9 yılı bitireceğimizi farkettim.

Hayatımda bir kaç şey var, başladığından başladığımdan beri istikrarla sürdürdüğüm.

Sabırla, inançla, sevgiyle.

Hiç yorum yok: