Pazartesi, Şubat 18, 2008

Teşekkür / Şükür

Şükrediyorum Allah'a beni sevdiği için. "En azından ben öyle olduğuna inanmak istiyorum".

Geçenlerde kar geldi gelecek, sabah 5'te gece 1'de derken; şöyle bir uğrayıp geçmişti. Ben de daha çok kar istiyorum, her yeri bembeyaz örtüyle örtsün istemiştim. Ama o zaman olmadı.


Ama bana doğum günü hediyesi olarak 3 koca gün kar yağdı. Her yeri kalın beyaz bir örtüyle örttü.


Bana gösterilen iyi niyete elbette karşılık vermeliydim. Bu öğlen beyaza koştum. Hem hasret giderdik hem yine resim çektim. Zaten blogumdaki yazı silsilesine bakılırsa 3 karlı günde 3 farklı yerde karla buluştum. Umarım iyi ağırlamışımdır onu.
Levent'te iş dünyasının sıkıcı karanlığına rağmen iki adım ötede beyaz ve neşeli bir dünyanın tadını çıkarttım.


Son aylarda zaman zaman öksürükle ilgili ciddi sıkıntılarım oldu. Ama en kötüsü de uyku sırasında gelen hain gıcıklar. Bir türlü geçmiyorlar. Kimseyi rahatsız etmiyim, uyandırmıyim diye yorganla ağzımı örterek öksürüyorum çoğu kez. Fazla zorlarsa kalkıp su içiyorum. Bu gece de öyle bir an yaşadım ama uyku halinde olduğum için, ayılamadım. Yani mutfağa gidip su almak aklımın ucundan bile geçmedi çünkü uyuyordum. Sonra birden gözümü açtım. Bir bardak suyla annem yanımda. İçine ne koyacağına karar verememiş bal mı, limon mu koysam diye sadece su getirmiş. Suyu içtim ve tekrar yattım. O an sadece ona ihtiyacım olduğunu farkettim. İşte o an ruhani bir varlıkmış gibi geldi bana. "Senin annen bir melekti yavrum" Yeşilcam repliği de olsa, gerçekti. Ve Allah'a şükrettim annem yanımda diye. Allah başımızdan eksik etmesin.


Bir dua geldi aklıma "Allahım, çocukken beni koruyup kolladıkları gibi sen de annemi babamı koruyup kolla" Amin


4 yorum:

Sem dedi ki...

Sevgili Yonca, bir güzel tadını çıkarmışsın üç günlük doğum günü hediyenin:) Bugün ilk cemre havaya düşmüş, artık havada baharı koklamaya başlarız diye düşünüyorum.

Anne ve baba konusundaki dileğine tüm kalbimle katılıyorum. Onların bize verdikleri güvenlik duygusunu daha sonra bulmak ne kadar güç değil mi?

Sevgiler

Sanem dedi ki...

Yonca'cım,
Allah onları başımızdan eksik etmesin gerçekten de. Yakınımda olmasalar bile sağlıklı olmaları için dua ediyorum hep. KArpostallardaki gibi bembeyaz harika kareler yakalamışsın. Ben de çok severim karı. İçim açıldı baktıkça.
Pencereden seyretmekle yetiniyorum artık bu beyazlığı. İçim kıpır kıpır oluyor. Hey gidi çocukluğumuz! :))

sofi dedi ki...

Yoncacım, resimler süper!doğa sana ne güzel hediye verdi, tertemiz, bembeyaz.
Allah anamızı babamızı başımızdan eksik etmesin, geçen gün bende aynı şekilde dua ediyordum, babam 5 vakit camiye gider, apartman kapısını anahtarla açar, zile basmaz, sonrada aşağıdan ıslık çalar ve onun geldiğini anlarız, ağır ağır merdivenleri çıkar, işte o zaman diyorum ki bu ıslık sesi daha yıllarca sürsün çünkü o en güzel melodi...

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

Babanı anlattın, bana dedemi hatırlattın. Hacıbabam'a bölümünden hakkında detayları öğrenirsin -bilmem belki de okumuşsundur- o da beş vakit camiye gider. Sessizce gelir sobanın yanına kıvrılır, kestirirdi. :)))