Pazartesi, Ocak 07, 2008

Facebook İlginç Bir Şey

Haftasonu facebook'ta ki posta kutuma gelen bir mesajı ve sonrasını aktaracağım. (Tabi ki yazışmanın diğer tarafının da izniyle)

Emre
10:17pm Jan 4th
Report Message
Merhaba,Sen acaba yazılarının bağımlısı olduğum dört yapraklı yonca olabilir misin?

Yonca
11:17pm Jan 4th
evet :) yazılarımın bağımlısı olduğunu bilmiyordum, bunu duymak güzel teşekkür ederim.

Emre
5:54pm Jan 5th
Report Message
İnsanı o kadar çok yerinden yakalayıp da bağımlılık yaratmamak pek mümkün olmuyor. Aslına bakarsan ben senin gerçek olmadığını düşünüyordum. Yani, hem çalışacaksın, sonra trafikle boğuşacaksın, yaşam için gerekli diğer bir çok şeye -isteyerek veya mecburiyetten- zaman ayıracaksın, ondan sonra da bilgisayarının başına geçip o güzel şeyleri hazırlayacaksın.

Uykuya zaman ayırabiliyor musun bu arada:)

Bence hepsinden önemlisi ve de zoru, yazacak onca şeyi yaşamaya veya görmeye zaman ve emek harcıyor olman. Kocaman bir teşekkürü hakediyorsun. Senin blogunu çok ama çok tesadüfen gördüm. Aslına bakarsan iş gereği fazlası ile içinde olduğum sanal dünyaya iş dışında zaman ayırmıyorum, pek istemiyorum. Bu facebook üyeliği ne o zaman dersen, sadece bakmak için alınmış hayali bir adres. Zaten görüntülenen arkadaş bölümümde birşey olmamasından da anlaşılıyordur sanırım. Yeri gelmişken; benim adım Özgür. Kardeşimin adını bu gibi amaçlarla kullandığım olabiliyor işte:)

Sayfanı devam ettirmeni engelliyecek herhangi bir durum var mı? Yani iki gün sonra açtığımda, üzgünüz bu sayfa artık kapalı diye bir ibare görme ihtimalim var mı? Lütfen olmasın. Ama bir de eleştirim olacak. Olsun mu? Bu aralar daha mı seyrek yazıyorsun yoksa benim bağımlılığım bir üst dereceye mi yükseldi?

Ve son olarak da, geçmiş olsun. Gerçi onu bile öyle anlatmışsın ki,insanın hasta olup pencereden dışarıyı seyredesi geliyor.

Kendine iyi bak..

Özgür

Yonca
12:53pm Jan 6th

teşekkür ederim özgür.

gerçekten çok güzel cümlelerle düşüncelerini ifade etmişsin.

ama ben de bir şeyi merak ediyorum. bu kadar sıkı takipçim olupta, hiç bloguma yorum yazmaman.

evet bu günlerde çok ara verdim. genelde her yıl sonunda ruhumdaki birikmişlikler daha çok yorgunluğa ve isteksizliğe dönüştüğü için yazmıyorum, dahası yazmak içimden gelmiyor. Hastalık bu döngüyü kırmama bahane oldu biraz da, aslında kafamdan geçen yazmayı düşündüğüm şeyler var ama ne zaman ekranda okuruz bilemiyorum.

uykuya vakit kalıyor mu diye sormuştun ya; evet. üstelik oldukça iyi ve düzenli bir uykum vardır. yazmaya nasıl vakit ayırdığıma gelince yazmak aslında sadece aklımdan geçenleri paylaşmak benim için. yani klavyenin tuşlarına basmak zamanımı alıyor sadece biraz da düzenlemek :) ve dahası beni mutlu ediyor.

Paylaşmak...

Sanırım beni dünyada en çok mutlu eden şey bu. Ve paylaştıklarımın birilerinde benle aynı duyguları yaratıyor olması da ödülüm oluyor.

Bu arada ben finans sektöründe çalışıyorum ama işimin gereği sanal dünya günümün büyük bir bölümünü kapsıyor. Maillerimi okumak ve bloguma yazmak dışında pek fazla bir şeyler yapmaktan hoşlanmıyorum internette. İşte son zamanlarda da facebook'a bakıyorum. eski arkadaşlarımı görme onlarla iletişim kurmak, bi de böyle sürpriz tanışıklıklar Ben de sana bir şey sormak istiyorum. İzin verirsen facebook'ta beni bulmanı ve yazışmamızı bloguma koymak istiyorum. (Beni biliyorsun, yaşadığım her şey benim için bir yazı)

Teşekkürler, Yonca

Emre
Today at 9:55pm
Report Message

Merhaba Yonca,

Bence yaptıın işi bu denli basitmiş gibi anlatarak fazla tevazu gösteriyorsun. Sanırım ikimiz de onları yazmanın o kadar da kolay olmadığını biliyoruz. Bloguna yorum yazmama konusuna gelince, aslında pek çok kez aklıma geldi ama her defasında ne yazacağımı tam olarak toparlayamadım. Ancak, yapılan yorumların da herhalde hepsini okumuşumdur ve gördüm ki fan kulübünde yalnız değilmişim:)

Paylaşmak konusunda gerçekten benim bile anlamakta zorlanabileceğim kadar fazla cömertsin. Yani, hiç bilmediğin, tanımadığı insanlar ile (örnek ben) neredeyse tüm hayatını herhangi bir karşılık beklemeden paylaşabiliyorsun. Sana çok samimi bir itirafta bulunayım, ben bunu yapamazdım. Yani menfaat için bile yapmazdım. Yine de kendime bakıp da beni mutlu eden şeyleri düşündüğümde, ilk olarak aklıma karşılık beklemeden yaptığım şeyler geliyor. Sanırım seninki de böyle birşey olsa gerek. Ama seni bulma ve yazışma kısmımızı bloguna koyabilirsin tabiki, sonuçta ne o kadar da kapalı bir kutuyum ne de yazılanların tamamı bana ait (gerçi maillerde şu an okumakta olduğun ile birlikte 3-2 öne geçmiş durumdayım:))

Sana güzel bir hafta dilerim,Kendine iyi bak...

Özgür

Hiç yorum yok: