Perşembe, Haziran 07, 2007

Semt Pazarları

Toplumun her kesiminden insanın belirlenmiş günlerde, belirlenmiş cadde ve sokaklarda temel ihtiyaçlarını karşılamak üzere alışveriş yaptığı yüzyıllar öncesinden bugüne süren bir gelenek semt pazarları. Süpremarket ve alışveriş merkezleri karşısında her geçen gün kalelerini birer birer kaybediyorlar.

İstanbul’un en eski semt pazarlarından olan Fatih Çarşamba semtinde kurulan; pazarın kurulduğu günden mi semtin adını aldığı yoksa semtin adı diye o günde mi pazar kurulduğunu merak ediyorum.

Çocukluğum, ilkokulum, ortaokul, lisem ve orada oturduğum sürece pazarımız hep Çarşamba’da geçti.

İki gündür eve giderken sağa sola asılmış bez afişlerdeki duyuru dikkatimi çekti.

“Akpınar ve Altay sokaklarında Perşembe günü kurulan Pazar bilmem kaçıncı idare mahkemesi kararıyla kurulmayacaktır”

Haritaya baktım, Perşembe günleri kurulan Merter pazarını kapsayan sokaklar. Çok gitmesem de içim bi garip oldu. Bu sabah eskiden pazarın kurulduğu sokaktan geçerken, alışılmış pazar kurma telaşı yerine demir zabıta korkuluklarıyla sokak girişlerinin kapatıldığı, zabıta araçlarının yol kenarlarında beklediğini ve bir kaç pazarcının yağmur altında toplandığını gördüm.

Neden artık kurulmayacağını, insanlara olumlu olumsuz etkilerini düşündüm. Evet pazar kurulduğu günlerde bu sokaktaki evlere ulaşım ciddi bir sorun. Allah korusun hastalığı, felaketi var. Pazar sonrası pisliği var. –ama Pazar sonrası sokakların tazyikli suyla yıkandığını görmüştüm- Ancak bu sorunlar önceden de var olan ve hep var olacaklar. Ancak pazarın kurdurulmaması nedeni olarak kafamda başka bir şüphe var. Pazar sokağı içinde süper lüx bir bina yapılmaktaydı. Bugünlerde bitmiş yada bitmek üzeredir. Evin değerini olumsuz etkileyebilir Pazar.

Bir de bu pazardan yaşamlarını sürdürenler var. Acaba bu insanlar napıyor çalıştıkları Pazar kapanınca? Bugün Perşembe günü gittikleri, yarın Salı günü gittikleri. Ya sonra?...

Pazarda bulduğum tazelik, kalite, çeşitlilik ve uygun fiyatı hiç bir süpermarkette bulamadım şimdiye kadar.

Zaten birer birer manavlar kapandı, kasaplar, bakkallar tekip etti birbirini. Sonra da insanlar arasındaki iletişim kanalları tıkandı, içimize kapandık.

Çocukluğumda alışveriş listesi verilirdi elimize. Hasan Bakkal Camcı Çeşme Yokuşu üzerinde bizim sokaktan çıkınca hemen solda, karşı çaprazında da Ahmet Bakkal. Küçük alışverişler içindi. Yokuşun başında Çukurbostan’ın karşısında; kapısında ve içinde kedilerin eksik olmadığı ve benim sürekli kedilerden kaçtığım; geveze sahibinin bütün kız çocuklarına –evde kalacaksın, kimse almayacak seni- diye takıldığı kasap. Yukarıya doğru biraz daha yürüdüğünde tuhafiyesi, kuruyemişçisiyle yolu ortadan ikiye bölen polis karakolu ve onun bitişiğindeki manav. Karakolun karşısında Sultan Selim Eczanesi. Bir yanında fırın, diğer yanında şarküteri, ciğerci, saatçi ve Şanlar Pastanesi..

1 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Belediyeler bazen yeni pazar yeri satışı için de pazarı kaldırıp ,değiştirebiliyorlar..Yeni bir yer düzenlemeden pazar kaldırmalara karşıyım.